Prof. Dr. Ersan Şen 'komisyon' kararı sonrası açık açık uyardı: "CHP bölünmemeli!"

MYNET ÖZEL | Siyasi partiler, "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulacak komisyon için üyelerini Meclis Başkanlığına bildirdi. AK Parti 21, CHP 10, DEM Parti ve MHP 4'er, Yeni Yol Partisi 3, HÜDA PAR, TİP, EMEP, DSP ve Yeniden Refah Partisi 1'er milletvekilinin ismini Meclis Başkanlığına sundu.

Komisyon süreciyle ilgili en başından bu yana gözler Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP)alacağı karara çevrilmişti. CHP lideri Özgür Özel, komisyonda, nitelikli çoğunlukla karar alınacağını söylemiş, haberi kendilerine Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un verdiğini belirtmiş ve ardından 10 milletvekili ile komisyonda yer alacaklarını duyurmuştu.

PROF. DR. ERSAN ŞEN: "CHP İÇİN BÜYÜK BİR TEST"

CHP'nin komisyonda yer alacağını ilan etmesinin ardından CHP'nin nasıl bir yol izleyeceği kulislerde konuşulmaya başlanırken, bundan sonra ne yaşanacağına ilişkin süreci Mynet'e değerlendiren Hukukçu Prof. Dr. Ersan Şen, söz konusu komisyon sürecinin CHP için büyük bir test olduğunu duyurdu.

Komisyhona katılmanın CHP için bir gereklilik olduğunun altını çizen Prof. Dr. Şen, CHP için 'bölünme tehlikesi'ne dikkat çekti. Şen, "Cumhur İttifakı taktiği bölmek, onlar Sezgin Tanrıkulu üzerinden CHP’de bir bölünmeyi deneyecekler, onun için bir kişi konuşmalı o da Zeynel Emre olmalı, ancak grup başkanvekili Murat Emir komisyonun CHP kanadının sözcüsü olabilir veya Murat Bakan olabilir." diye konuştu.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Hukukçu Prof. Dr. Ersan Şen'in Mynet'e özel yaptığı açıklamalar şöyle:

"Komisyon kurulacaksa ve herkesin katılması isteniyorsa, Komisyonun yapacağı iş; hukuki alt yapı hazırlamak, Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın bildiklerini istediklerini açıklamak, MHP’den ve AK Parti’den gelen üyeler bu çerçevede hareket ederler.

"BİR SONRAKİ ADIM ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ VE AF"

Gerçekte yapacakları iş; Sayın Erdoğan’ın ve Sayın Bahçeli’nin bildiklerini açıklamak ve ona göre kararlar alınmasını sağlamak, bir sonraki adım Anayasa değişikliği ve kanunlar ile açık veya örtülü af çıkarmak, bu konuda muhalefeti mümkünse ikna etmek, değilse muhalefeti topluma şikayet edip halkı ikna etmek, net bu nedenle kızacak bir şey yok.

"KOMİSYONA KATILMAK İCAP EDER"

Esasında öncesinde halka gidilmeli idi, çıkacak sonuca göre hareket edilmeli idi, Anayasa ve referandum sonra gelir, ama önce komisyon kuruyorlar, o zaman bu komisyona katılmak icap eder.

Komisyon çalışmaları şeffaf yürütülmeli, burada olup bitenler halka anlatılmalı, Anayasa ise gündemde olmamalı, çünkü olan uygulanmıyor. Milletin derdi kimlik siyaseti değil, PKK’lıları aklamak hiç değil.

Tamam sorunları çözelim de samimiyet var mı? Madem kayıtsız şartsız silah bıraktılar, neyin komisyonu? Vatandaş bu soruyu soruyor.

Peki bunlar kayıtsız şartsız silah bırakmışlarsa komisyon toplanıp neyi konuşacak, ortada bırakılan silah yok göstermelik birkaç silah var, çünkü ağababası Amerika süreci kendisine göre yönetiyor dolayısıyla bu komisyonda ne kararlar alınacağını ve tavsiye edileceğini, anlatılacağını görmek istiyor, bu kadar net; af beklentileri, yerel yönetimlere mümkünse özerklik, anadilde eğitim öğrenim.

Bunlar için hukuki altyapı, yoksa oturup da orada Hakkari‘de, Mardin’de, Şırnak’ta kaç onkolog var yok bunu konuşmayacaklar, birbirlerine sadece hal hatır da sormayacaklar, herkes neyin ne olduğunu görüyor, ama bir çaresizlik, bezginlik, umursamazlık var, çünkü niye paran yok ekonominin kötü ve bağımlısın, onun için “sen karışma büyükler bilir.” diyorlar.

"ÜLKEDE GERÇEKTEN ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUN..."

Daha kayyımların belediyelere atanmasından belli idi, şimdi ne olacak? İktidar kavgası!

DEM kayyımların kalkmasını istiyor, çünkü belediyeler önemli, ihaleler, paralar gelsin, gerisi hikaye, mevcut düzene devam, yok halk ezilmiş, öyle olmuş, böyle olmuş, bunlar kimin umurunda? Ülkede gerçekten çözülmesi gereken sorun, adrese teslim ihaleler ve adrese teslim kredilerdir, servet transferidir, denk bütçedir, faizdir, eşit ve adaletli paylaşmadır.

"ONLAR KİMLİK DERDİNDE"

DEM Parti’nin, kapsayıcı ve kavrayıcı olarak bu sorunların çözümüne ilişkin somut ne önerisi olmuş? Onlar kimlik derdinde hala, üniter yapının olduğu bir yerde, birlik ve beraberlik sorunu olabilir mi? Böyle bir sorunumuz yok. Demokrasi, hukuk, eşitlik, düzensiz göç, adalet sorunları var, ama bu sorunlar her Türk vatandaşı için aynı. Tek dil, tek millet sorunumuz ise yok.

"AFFIN HUKUKİ ALT YAPISINI YAPACAKLAR"

Bu komisyonun görevi; terörsüz Türkiye'nin hukuki alt yapısını hazırlamak deniyor, çıkacaksa affın hukuki alt yapısını yapacaklar, onun dışında bir rolü olmayabilir, kararları sayın Erdoğan ve Bahçeli alacak deniyor. Peki bu komisyon neyi dile getirecek? Bunu şimdilik dile getiren yok!

CHP komisyona girmeli, en azından neyin ne olduğunu ve olmadığını göstermesi gerek, ben iktidar olacağım iddiasında ise, topluma bunu ispat etmeli, tam da zamanı bugün o komisyon.

"CHP’DE BİR BÖLÜNMEYİ DENEYECEKLER"

CHP ve muhalefet dikkatli hareket etmeli. Evet onun için kararları alırken tek ağızdan çıkmalı, sözler Sezgin Tanrıkulu bir yerden Zeynel Emre öbür taraftan değil, bir kişi Partinin görüşlerini açıklamalı. Cumhur İttifakı taktiği bölmek, onlar Sezgin Tanrıkulu üzerinden CHP’de bir bölünmeyi deneyecekler, onun için bir kişi konuşmalı o da Zeynel Emre olmalı, ancak grup başkanvekili Murat Emir komisyonun CHP kanadının sözcüsü olabilir veya Murat Bakan olabilir.

"BU İŞTEN KAZANÇLI ÇIKARLAR"

Halkın desteklediği birisi konuşmalı, herkes konuşmamalı, bu konuda Parti kararı önemli. CHP birbirine düşmemeli, tek ses olmalılar. Tek ses olup, halkın sesi olurlarsa bu işten kazançlı çıkarlar.

"TARTIŞMAYA BAŞLANILDIĞI AN MASADAN KALKILMALI"

Bir kişi konuşmalı, alınacak kararı parti almalı, Sözcüsü de Zeynel Emre olmalı. Komisyon toplantılarında CHP’nin tek çizgisi 6 ok olmalı. Ulusal devlet modelinin tartışmaya başlanıldığı an masadan kalkılmalı ve tekrar ediyorum orada Sezgin Tanrıkulu ve ekibine diledikleri şekilde demeç vermemeleri gerektiğini ivedilikle hatırlatmak gerekir.

Yine CHP’nin üyeleri; DEM’in konuşmalarını ve taleplerini sahiplenmemeli, eğer DEM çizgisini izlerlerse kaybeden CHP olur. Atatürk milliyetçiliği çizgisi gözardı edilmemeli.

Mayıs 2023’de halk; Cumhur İttifakı tek bir terörist kalmayacak sözü verdi, bugün öyle olmadı. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğunu kabul ediyorsak, ilk önce sandıkta demokrasi gereği halka düşüncesini sormalıydık. Anahtar parti yok, Zafer partisi yok, İYİ Parti yok, ama halkın en az %10 ila 12’sinin şu an bu partilere desteği var.

"DEM’İN DESTEĞİYLE TÜRKİYE’DE KİMSE İKTİDAR OLAMAZ"

Sayın Özel; milliyetçi, ulusalcı ve yurtsever kesimleri üzmemeli, DEM’e gerektiğinde net tavır koymalı. DEM’in desteğiyle Türkiye’de kimse iktidar olamaz, buna sayın Erdoğan da dahil, çünkü Devletin adı “Türkiye Cumhuriyeti”, uyanık ol karar verici olan Türk milleti, sen 6 okun “milliyetçilik” unsurunu unutup kimlik siyasetine başvurursan ve DEM’den bir mucize bekliyorsan, halka açık toplantıları yapmaya gerek yok, milliyetçiler CHP’ye oy vermez, tekrar söylüyorum Türk milliyetçilerinin oyunu alamazsan iktidar olamazsın.

Atatürk ne demiş “ne mutlu Türk’üm diyene”, CHP’de sorun yok, CHP’nin sorunu tabanı dinlememesi olabilir, sayın Özel’in bu “dinlememe” sorununu çözmesi gerekir. CHP komisyonda olmalı, böylece mevcut yönetimin gerçekten Atatürk’ün CHP’si çizgisinde olup olmadığını da göreceğiz.

"ERDOĞAN’IN CHP’Yİ ORADA GÖRMESİNİN ISRAR ETMESİNİN SEBEBİ..."

İktidara talipsen bu bir fırsat, bu konudaki görüşlerini daha iyi göreceğiz, aslında sayın Erdoğan’ın CHP’yi orada görmesinin ısrar etmesinin sebebi de CHP’yi kendi arasında kavga ettirip dağınık görüntüsünü halka göstermek. Bu bir test CHP’nin mevcut kadrosu için, ya Atatürk çizgisinden devam edip vezir olacaklar ya da kimlik siyaseti yapıp rezil olacaklar!

CHP için büyük fırsat bu komisyon, ya ekip olup Atatürk’ün CHP’si bu ülkenin güvencesi olacak ya da kendi içinde kavga edip kaybedecekler.

"KOMİSYON CHP’NİN GELECEĞİ AÇISINDAN BİR TEST"

İktidar CHP’nin etkisiz hale gelmesini isterken, seçmeni de hata yapmasını istemiyor, onun için bu komisyon CHP’nin geleceği açısından bir test.

Sayın Özel’in biraz insanları dinlemesi lazım, “her şeyi ben bilirim sadece ben konuşurum siz benim yanımda konuşamazsınız” otoriterliğinden vazgeçmesi lazım, geçmediği takdirde halk tepki gösterir.

Kurulan komisyon üzerinde, komisyon üyeleri ve komisyonda konuşulacaklarla ilgili CHP bölünmemeli. Oradan bir bütün olarak Atatürk milliyetçiliği çerçevesinde izlenecek politikayla başarılı şekilde çıkılmalı. CHP politik olarak bölünürse, bir marjinalleştirmeye gidilme ihtimali ortaya çıkar. Milliyetçi ve ulusalcı kanadı çıkarırsanız, marjinalleşme kaçınılmaz hale gelir. CHP komisyona girmeli, fakat DEM Parti’nin peşinden gitmemeli. Çünkü DEM Parti hala PKK’ya terör örgütü diyemiyor ve teröristleri kınayamıyor. CHP; Türk milletinin yanında olmalı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran CHP’nin çizgisinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsız Türkiye vizyonunda kalmalı. Ulusalcı ve milliyetçi taban Partide kalmalı, eğer bu taban ayrılırsa Parti büyük kan kaybeder. Komisyonda kaygı bu. CHP bölünmemeli ve marjinalleşmemeli, çizgisini kaybetmemeli. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi ve Cumhuriyet’in nitelikleri belli.

Öcalan veya PKK, CHP’nin konusu olamaz, bunlara af konuşulduğu an CHP masadan kalkmalı.

CHP’nin iktidar olma isteği varsa; hodri meydan bugün o komisyonda göster Atatürk milliyetçiliğini, devletçiliğini, halkçılığını, laikliği, göster sağlam duruşunu büyük bir test bu CHP için, göreceğiz CHP gerçekten halkın partisi mi yoksa düzenin partisi mi?

Kimlik siyaseti yetiyor mu görecek herkes!

Türkiye’deki siyasi olayları anlamak zor; siyaset anlayışı burada rakibinin ayağını kaydırma üzerine kurgulanmış, adam biat etmiş, taraf olmuş, tarafını seçtiği kişiyi sorgulayamıyor ve ne derse ona uyuyor, böyle olunca olduğun yerde sayıyorsun kalitesiz bir siyaset anlayışı karşımıza çıkıyor.

CHP NE YAPMALI, NE YAPMAMALI?

Komisyona katılıp katılmamak esasında bir detay. İktidara gelmek isteyen veya iktidarda kalmak isteyen bir parti siyaset ve ekonomi gündemini eline almadıkça, geçici gündemlerle deyim yerinde ise oradan oraya sürüklenir. Muhalefet kendi gündemini belirlemeli. Sonuçta tüm güç iktidarın elinde.

CHP’nin komisyona katılmamasını isteyenler; CHP’nin Atatürkçü, milliyetçi ve yurtsever çizgiden ayrılmasından endişe ediyorlar ve komisyonun yapacağı çalışmaya da güvenmiyorlar, CHP bu gündeme teslim olmasın, halkın içinde kalmaya devam etsin diyorlar.

Bence CHP komisyona katılmalı, ama gündemi eline almalı, milliyetçi ve ulusalcı çizgisini bozmamalı. CHP’nin Mecliste bulunması lazım, sonuçta seni millet seçti, sadece sokakta otobüsün üstünde konuş diye seçmedi. Komisyona gir ki, gündem senin elinde olsun. “Meclise seçilmişim zaten, ben orada olmam” ne demek? Böyle bir şeye imza atmam demek başka şey. Orada, yani Mecliste halkın sesi olarak CHP’nin bulunması lazım. Sonuçta mücadele Mecliste ve komisyonda verilmeli. Dışarıda konuştun ne oldu? Bence en önemli mesele, bölünmemek ve gündemi eline almak. Atatürkçü ve milliyetçi kimliği ile komisyonda gerekenleri söyleyecek. Halkın yeri Meclis, orada mücadele ver, bir tek kişi kalsan da sonuna kadar devam et.

Bu komisyonun Anayasada ve Meclis İçtüzüğünde hukuki karşılığının olup olmaması başka bir konu, sonuçta bu komisyon özel bir komisyon, bir danışma veya istişare komisyonu olarak görülebilir.

Sonuçta; yakın bir zamanda seçim gözükmediğine göre, komisyonda alınan tavsiye kararlarını halka götürürsün, halka oylatırsın. Yeter ki gündemi eline al, o zaman halk seninle yürür. Gündemi belirlemediğin ve elinde tutmadığın sürece şansın yok. Bunu her siyasi parti için söylüyorum. Türkiye’nin partisi olmak lazım, marjinalleşmemek gerekiyor. Ya Türkiye’nin partisiyim diyeceksiniz ya da kimlik siyaseti yapacaksınız. NOKTA."